19 KODU


Edip Yüksel

mükemmel,
nesnel ve evrensel,
inkarcılar için bir fitne,
erdemlilerin inancını çelikleştiren,
hristiyan ve yahudilerin kuşkusunu kaldıran,
ikiyüzlülere görülmeyen,
insanlığa bir uyarı,
ve geride kalanlarla ilerliyenleri ayırdeden
büyük mucizelerden biri (74:28-37)

"Ve de ki: Allah'a hamd olsun. O size ayetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan gafil değil " (27:93).

"Biz, onlara, ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki onun gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?" (41:53)
27:93 ayeti, Kuran'ın vahyinden sonra, Allah'ın belirleyeceği bir zamanda önemli işaretlerin zuhur edeceğini, 41:53 ayeti ise, gerek ufuklarda ve gerekse insanlık alemi içinde "Zikrin" hak olduğunu kanıtlayacak işaretlerin açığa çıkacağını bildirir. 10:20 ayetinde ise Kuran'ın mucizesinin ileride ortaya çıkacağı anlatılır.

Sayısal Harmoni
1969 yılında, Kuran'da bir matematiksel sistemin varolduğuna dair ilk işaretleri aldık:
"Ay" (Şehr) kelimesi Kuran boyunca 12 kez geçer.
"Gün" (Yevm) kelimesi 365 kez geçer.
"Günler" (Eyyam ve Yevmeyn) 30 kez geçer.
"Şeytan" ve "Melek" kelimeleri eşit sayıda 88'er kez geçer.
"Dünya" ve "Ahiret" kelimeleri eşit sayıda 115'er kez geçer.
"İman" ve "Küfr" kelimeleri eşit sayıda 25'er kez geçer.
"Adalet" (Qıst) ve "Zulüm" kelimeleri 15'er kez geçer.
"Güneş" (Şems) ve "Işık" (Nur) kelimeleri 33'er kez geçer.
Allah'ın "De" (Qul) hitabı ile, melekler, insanlar ve cinler için kullanılan "Dediler" (Qalu) kelimesi eşit sayıda 332'şer kere geçer. (21:112 ayetinin ilk kelimesi "Qale" değil, "Qul" dür. Bazı Kuran nüshalarında yanlışlıkla "Qale" (dedi) biçiminde yazılmıştır.)

Bu matematiksel gerçekleri, Fuad Abdülbakinin ünlü Kuran fihristi olan "El Mucemül Müfehres Li Elfazil Quranil Kerim" ile kontrol edebilirsiniz.

Gizlenen Mucize
19 sayısı, Kuran'ın 74. suresinde sözü edilmesine rağmen Kuran'ın inişinden tam 1406 (19x74) kameri sene boyunca Kuran'ın matematiksel yapısının bir kodu olarak gizli kaldı. 1974 yılında biyokimya doktoru Reşad Halife tarafından kompüter analizleri sonucunda sonucu keşfedildi. 19 kodunun "Gizlenmiş Sır" adlı 74. surede sözü edildiğini düşündüğümüzde keşif zamanının bu iki sayının yanyana konması veya birbiriyle çarpılması sonucu elde edilen yıllara denk gelmesi ilgi çekicidir. Buna benzer daha nice ilginç işaretler, bu önemli olayın tamamen Allah'ın takdiriyle şu zamanımızda ortaya çıkarıldığını gösteriyor.
Dünya tarihinin en büyük buluşu olan ve peşinden bir çok gelişmeyi ve tartışmayı da getiren bu ilahi mesajın kısa bir özetini sunacağım. Bu mucizenin ifşası ile birlikte Tanrı, hurafe ve hikayelerle dejenere edilen ve uydurma hadislerle ilkel bir Arap dini haline sokulan İslam dininin yeniden orijinal haline döndürüleceği, son peygamber Muhammed'in tebliğ ettiği gerçeklerin tekrar aynı tazelikte dünya halklarına iletileceği bir rönesans hareketini başlatmış bulunuyor. Kuran'ın "büyüklerden biri" olarak tanımladığı mucizenin kısa bir özetini sunalım:
Rahman ve Rahim ALLAH'ın ismiyle.
Ey gizlenen,
Kalk ve uyar.
Rabbini yücelt.
Örtülerini temizle
Kötülükten uzaklaş.
İhtiraslı olma.
Rabbin için sabret.
Duyuru yapıldığı zaman,
İşte, zorlu gün o gündür.
İnkarcılar için kolay değil.
Bir birey olarak yarattığım kişiyi bana bırak.
Ona hem zenginlik verdim,
Hem de gözü önünde çocuklar...
Ona nimetler yağdırdım.
Buna rağmen, daha fazlasını istiyor.
Asla, çünkü o, ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
Nitekim o düşündü; ölçtü biçti.
Kahrolası, ne biçim ölçüp biçti.
Kahrolası, gene ne biçim ölçüp biçti.
Baktı.
Sonra surat astı, kaşlarını çattı.
Ve arkasını döndü; büyüklük tasladı:
"Bu," dedi, "etkileyici bir büyüden başka bir şey değil."
"Bu sadece bir insan sözüdür."
Onu Sakar'a atacağım.
Sakar nedir bilir misin?
Ne bırakır, ne de yüklenir (tam ve mükemmel),
Halklar için (evrensel) bir göstergedir/ekrandır.
Matematiksel Mucizenin Kodu
Üzerinde on dokuz vardır.
Biz ateşe bekçi olarak sadece melekleri atadık. Onların sayısını (on dokuz'u) da, (1) inkarcılar için bir fitne (sınav/huzursuzluk kaynağı) yaptık, (2) kitap verilmiş olanları ikna etsin, (3) inananların inancını güçlendirsin, (4) kitap verilmiş olanlarla inananların kuşkularını ortadan kaldırsın, ve (5) kalplerinde hastalık olanlarla inkarcılar da, "ALLAH bu örnekle ne demek istiyor?" desinler. Böylece ALLAH dilediğini/dileyeni saptırır ve dilediğini/dileyeni de doğruya iletir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu (sayı) halklara bir mesajdır.
Hayır, and olsun Ay'a
Geçtiği vakit geceye,
Ağardığı vakit sabaha,
Bu büyüklerden birisidir.
Halklara bir uyarıdır.
İlerlemek yahut geride kalmak dileyenleriniz için.

***
19 Kodlu Matematiksel Sistemin Bazı Örnekleri

Kuran'ın ilk ayeti Besmele 19 harftir.
Kuran 114 (19x6) sureden oluşur.
Kuran'da, numarasız Besmeleler dahil 6346(19x334) ayet vardır. Bu sayının rakamları 6+3+4+6= 19 'dur.
İlk vahyedilen 96. sure sondan 19. suredir.
Besmele, 9. surenin başında bulunmaz; fakat bu kayıp Besmele 19 sure sonra, iki Besmele'ye sahip 27. surenin 30. ayetinde tamamlanır. Böylece Kuran'daki Besmele tekrarları 114 (19x6) olmaktadır.
Kayıp Besmele'yi tamamlayan Besmele'nin sure ve ayet numaralarının toplamı 19'un katıdır. 27+30=57
Besmele'deki her kelimenin Kuran boyunca tekrarlanma sayıları hep 19'un katlarıdır:
İsim
19
19 x 1
Allah
2698
19 x 142
Rahman
57
19 x 3
Rahim
114
19 x 6
Dikkat ederseniz çarpım faktörlerinin toplamı olan 152 sayısı da 19x8 dir.
Kuran'da, Allah'ın yaklaşık 400 adet isim ve sıfatı bulunur. Bunlardan sadece 4 tanesinin sayısal (ebced) değeri 19'un tam katıdır ve bunların hepsi Besmele'deki kelimelerin tekrar sayılarına denk gelmektedir:

Vahid (Tek)
19
Zulfadlil Azim (Büyük Lütuf Sahibi)
2698
Mecid (Yüce)
57
Cami (Toplayan ve yayan)
114
"Allah" kelimesinin geçtiği tüm ayetlerin numarasını tekrarsız olarak toplarsanız, toplam: 118123 (19x6217).
Son kelimesi "Allah" olan biricik sure 82. sure olup "Allah" kelimesi 19. ayettedir. Ve bu, sondan 19. "Allah" kelimesidir. (Bu sure 19 ayete sahip ilk suredir.)

Başlangıç harfli ilk surenin 2:1 ayetiyle başlangıç harfli son sure, 68:1 arasında 5263 (19x277) ayet vardır.
Bu iki sure arasında yer alan grupta 38 adet başlangıç harfsiz sure mevcuttur.
Yine bu grupta başlangıç harfli ve başlangıç harfsiz surelerin 19 değişen grubu vardır.

Bu grupta, "Allah" sözcüğü 2641 (19x139) kez geçer.
Bu grubun dışında kalan surelerdeki 57 "Allah" kelimesinin ayet ve sure numaraları tekrarsız olarak toplandığında 2432 (19x128) elde edilir.
Başlangıç harf kombinezonlarının 19 tanesi bağımsız birer ayettir.
Allah için kullanılan "Wahdehu" kelimesinin ayet ve sure numaralarını (7:70; 39:45; 40:12,84; 60:4) tekrarsız olarak toplarsanız sonuç 361 (19x19) dir.

Kuran'da geçen tüm tam sayıları tekrarsız olarak toplayınız. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 19, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 99, 100, 200, 300, 1000, 2000, 3000, 5000, 50000, 100000. Bu 30 tam sayının toplamı 162146 (19x8534) dir.

Kuran, bu 30 tam sayıya ek olarak 8 kesirli sayı içerir: 1/10, 1/8, 1/6, 1/5, 1/4, 1/3, 1/2, 2/3. Demek ki, 30 tanesi tam sayı ve 8 tanesi kesirli sayı olmak üzere Kuran'da 38 (19x2) adet sayı bulunur.

Her suredeki ayetlerin toplam sayısından sonra o suredeki ayetlerin numaralarını tek tek yanyana yazarak Kuran boyunca bunu sürdürürsek elde edeceğimiz 12692 rakamlı uzun sayı 19'un tam katıdır. Rakamların sayısı olan 12692 sayısı da 19'un tam katıdır.

Kuran'ın ilk suresi Anahtar'ın yapısındaki matematiksel sisteme bir kaç örnek verelim. Sure numarası olan 1 rakamından sonra ayetlerinin numarasını sırasıyla yanyana koyarak elde edeceğiniz 11234567 sayısı 19' un tam katıdır. Ayet numaraları yerine bu ayetlerdeki harflerin sayısını yanyana koyduğunuzda oluşan 119171211191843 sayısı da 19'un tam katıdır. Ayetlerin harf sayısından sonra ebced değerlerini yerleştirirseniz elde edeceğiniz 38 rakamlı 11978617581126181124119836181072436009 sayısı da 19'un katıdır. Bu sayıya her ayetin numarasını da yerleştirirsek 111978621758131261841124151983661810727436009 sayısını elde ederiz ve bu da 19'un tam katıdır. Anahtar suresinin numarasından sonra toplam ayet sayısını, toplam harf sayısını ve toplam ebced değerini yanyana yazdığınızda elde edeceğiniz 1713910143 sayısı da 19'un tam katıdır....
29 surenin başında 14 harften oluşan 14 değişik harf kombinezonu bulunur. 29+14+14 = 57 (19x3)

Q harfi ile başlayan iki sureÕde Q harflerini sayalım. 50. surede 57 ve 42. surede de 57 olmak üzere toplam 114 (19x6) Q harfi vardır. 50. surenin 45 ayeti vardır. Bunları toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 42. surenin 53 ayeti vardır. Bunları da toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 50. surenin ilk ayetinde Kuran için kullanılan "Mecid" isminin ebced değeri o sure içindeki Q'ların sayısına eşit olup 57'dir. Q suresindeki Q'ların geçtiği ayetlerin numarasını topladığınızda toplam 798 (19x42) dir. 42 sayısı ise Q harfi ile başlayan diğer surenin numarasıdır. Kuran'da numarası 19 olan tüm ayetlerdeki Q harflerinin toplam sayısı 76 (19x4)'tür. Kuran boyunca Lut peygamberin halkının "Qavm-i Lut" diye adlandırılması ve sadece bu surede bunun yerine, içinde "Q" harfi bulunmayan "İhvani Lut" şeklinde adlandırılması dikkat çekicidir (50:13).

N (Nun) harfi sadece 68. surenin başında bulunur. Bu suredeki N'lerin sayısı 133 (19x7) dir. N (Nun) harfine sahip Yunus peygamberin ismi, sadece bu surede "N" harfine sahip olmayan "Sahibil Hut" yani "Balık adamı" ifadesiyle geçer (68:48). Nitekim 21:87 ayeti Yunus peygamberi "Zan-Nun" yani "N harfine sahip kişi" diye tanımlayarak, Nun suresindeki farklı isimlendirilmesine dikkatimizi çekmektedir.
® SS (Sad) harfi üç surenin başında bulunur. 7., 19. ve 38. surelerde SS harfi toplam 152 (19x3) kez tekrarlanır. Bu matematiksel sistemle 7:69 ayetindeki "Bastatan" kelimesinin "SS" (Sad) harfiyle değil "S" (Sin) harfiyle yazılması gerektiği ortaya çıktı. Bir çok Kuran nüshasında yanlış olarak yazılan bu kelimenin en eski kufi nüshalardan olan Taşkent nüshasında, "Sin" harfiyle yazılmış olması, 19 kodlu matematiksel sistemi doğrular ve Kuran'ın insanlar tarafından değil, matematiksel sistemle harfi harfine Allah tarafından korunduğunu kesin şekilde kanıtlar (15:9).
36. sure Y ve S harfleriyle başlar ve bu iki harfin bu suredeki toplam tekrar sayısı 285'tir, yani 19x15.
'A.S.Q. harflerinin toplam sayısı 209'dur, yani 19x11
19. sure beş harf ile başlar, yani K, H, Y, A' ve SS . Bu beş harfin bu suredeki toplamı 798'dir, yani 19x42.
HH. M. harfleriyle başlayan 7 surede bu iki harfin toplam tekrar sayısı 2417 olup 19x113Õtür.
H, T.H, T.S ve T.S.M. başlangıçları, bir iç içe kilitlenme sistemiyle beş sureyi birbirine bağlamaktadır. Bu sureler 19, 20, 26, 27 ve 28 noludur. Bu harflerin beş suredeki toplam tekrarlanma sayısı 1767'dir, yani 19x93.
"Bunlar, Kuran'ın mucizeleridir" ifadesi sekiz surenin başında geçer ve hepsinde istisnasız başlangıç harflerinden sonra gelir.
Kuran'ın temel mesajı Allah'ın birliğidir. Nitekim Allah'ın VAHİD (BİR) isminin ebced değeri 19'dur.

Anlaşılması Kolay, Taklit Edilmesi İmkansız
Son Mesaj olan Kuran'ın insanüstü matematiksel yapısını kanıtlamak için yukarıda sunduğumuz örnekler yeterlidir. Her geçen gün yeni buluşlar ve yeni tezahürlerle daha da büyüyen bu "anlaşılması kolay, taklidi olanaksız" mucize, bilgisayar çağının insanına Alemlerin Rabbinin büyük bir lütfu ve aynı zamanda önemli bir uyarısıdır. 74:31 ayeti 19 sayısının amacını şöyle belirler:
İnkarcılar için bir ceza ve fitne
Daha önce Kitap alan topluluklara (Yahudiler, Hristiyanlar v.s.) Kuran'ın Allah kelamı olduğunu kanıtlamak.
Müminlerin imanını güçlendirmek.
Kuran'ın korunmuşluğu konusundaki tüm kuşkuları gidermek.
Kafirleri ve ikiyüzlüleri (munafıkları) ortaya çıkarmak.
Olağanüstü delillere rağmen onlar bu mucizeyi inkar edecek ve "Allah bununla ne demek istiyor?" diye anlayışsızlıklarını dile getirip onu hafife alacaklardır. 74:32-37 ayetleri de bu mucizenin büyük bir ilahi yardım olduğunu, yepyeni bir çağı başlatacağını, geri kafalıları safdışı edeceğini bildirmektedir.

Mucizeyi Göremiyorlar
Hadis ve sünnet izleyicileri, en büyük hipnozcu olan şeytanın etkisi altına girdikleri için Kuran'da apaçık bir gerçek olan 19 kodlu mucizeyi kabul etmemektedirler. Yukarıda değindiğimiz 74:31-37 ayetlerinde belirtildiği gibi tüm insanlığa apaçık olan bu büyük mucizeyi ancak dürüst ve gerçek müminler takdir edecektir. Nitekim 7:146 ayeti, mucizeleri görmekten mahrum edilen kişileri tanımlar:
Haksız yere yeryüzünde büyüklük taslayanları ayetlerimden çevireceğim. Her çeşit ayeti görseler de inanmazlar. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler; ancak azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Çünkü onlar ayetlerimizi yalanladılar ve onları umursamaz oldular (7:146).

Tevratta da Aynı Kod Mevcut
41:53 ayetinde haber verilen ufuklardaki işaretlerden birisini de son zamanlarda farkettik. 19 sisteminin bir benzerine 11. yüzyılda yaşayan bir Yahudi hahamı, Tevrat'ın dualarından birisinde şahit olmuş ve bununla enteresan tesbitlerde bulunmuştur.
Judah adlı bir rabinin (baş hahamın) çalışmaları, 1978 yılında Californiya Üniversitesi yayınları arasında yayınlanan Studies in Jewish Mysticism adlı bir kitapta incelenir.
Kuran'ın matematiksel sistemini destekleyen Rabi Juda'nın bu buluşu yüzyıllar öncesinden haber verilir. Gaybi bir haber olabileceğini kestiremiyen geçmiş Kuran yorumcularının açıklamakta zorluk çektikleri 46:10 ayetinin çevirisi şöyledir:

"De ki: Düşündünüz mü ya o Allah katından ise ve siz de ona karşı çıkmışsanız ve İsrailoğullarından bir şahit te bunun benzerini görüp inandığı halde, siz kibirlenip yüz çevirmişseniz?! Şüphesiz Allah, zalim bir topluluğu doğru yola iletmez." (46:10).
Aşağıdaki ayetler de konumuz açısından dikkat çekicidir:

"Dediler ki: 'Rabbinden bize bir ayet (mucize) getirmeli değil miydi? Kendilerine, önceki kitaplarda bulunan beyyine (delil) gelmedi mi? Şayet onları o beyyineden önce bir azap ile helak etseydik: 'Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle zelil ve rezil olmadan önce ayetlerine uysaydık' derlerdi. De ki: Herkes gözetlemektedir. Siz de gözetleyin. İleride düzgün yolun sahipleri kimlerdir, hidayete erişenler kimlerdir bileceksiniz." (20:133-135)?

Not: 133'üncü ayette geçen "beyyine" kelimesi tüm Kuran'da 19 kez geçerek anlamsal ilişkiyi destekler.

Kuran Mucizesine "19 Efsanesi" Diyenler
İnkilap Yayınları tarafından yayımlanan "19 efsanesi" isimli kitaba değinmek istiyorum. Mahmut Toptaş, Hikmet Zeyveli, Orhan Kuntman ve Sadrettin Yüksel imzalarıyla yayımlanan bu kitap cehalet, yalan ve iftiralarla doludur. 19 mucizesinin amacını tasvir eden 74:31-56 ayetleri, İnkılab yayınevi başta olmak üzere bu büyük mucizeye karşı savaş açan ekibin durumunu ve bu tartışmanın sonunda nelerin gerçekleşeceğini bildiriyor.
Fanatik inkarcıların ve kalpleri marazlı ikiyüzlülerin anlamayarak karşı çıktığı Kuran'ın bu büyük matematiksel mucizesine "efsane" kelimesini yakıştırmaları bir rastlantı değildir. 19 mucizesini karalamak için kullanabilecekleri onlarca kelime yerine "efsane" kelimesini kullanmaları tümüyle ilahi bir tecellidir. Dört yazar ve yayınevi patronu, "efsane" yakıştırmasıyla farkında olmadan kendilerini Kuran'ın teşhirine mahkum etmişlerdir. Kuran'ın bu mucizevi tecellisini öğrenmek istiyorsanız lütfen aşağıdaki iki ayeti ibretle okuyunuz.
"Onlardan bir grup var ki seni dinlerler. Fakat, kalpleri üzerine (Kuran'ı) anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her bir mucizeyi görseler de ona inanmazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışırlar ve inkarcılar, "Bu ancak bir EFSANEdir" derler."'
"Kendilerini ondan uzaklaştıkları gibi başkasını da ondan uzaklaştırırlar. Böylece farkında olmadan kendilerini mahfederler." (6:25,26). Ayrıca 27:82-84
Tarihin, genelde bir tekerrür olduğunu ve Kuran ayetlerinin geçmişe, hazıra ve geleceğe bakan yönlerinin bulunduğunu bilenlere, 40. surenin 38. ayetinden 44. ayetine kadar okumalarını öneriyorum.
"Benim size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a bırakıyorum. Şüphesiz Allah kulları görür." (40:44).
KuranÕın "en büyüklerden" biri olarak tanımladığı 19 sayısının işaretini kavrayaman ve Müddessir suresinde cehennemden başka bir şey göremiyen ve 19 sayısından zebralar gibi kaçan din adamlarının eleştirilerine verdiğimiz cevapları "Üzerinde Ondokuz Var" kitabımızın son bölümünde bulabilirsiniz.

19 Kodu üzerine sorular:
a) Tüm bu matematiksel gerçekler bir rastlantı mıdır?
b) Kuran'ın ilk ayeti olan Besmele'de kaç harf mevcuttur? Geç miş alimleriniz (Fahreddin er Razi, Qurtubi, Said Nursi vs.) Besmele'nin harflerini neden 19 olarak saydılar? Matematiksel mucizenin keşfedilmesinden sonra sırf bu mucizeyi inkar etmek için neden Besmele'nin 19 harften oluşmadığını iddia ettiniz? Toz kondurmadığınız alimleriniz bu çok basit sayım işini beceremediler mi ?
c) 786 sayısının Besmele'nin ebced değeri olduğu malum. Nitekim yüzyıllardır Pakistan, Hindistan müslümanları Besmele yerine mektuplarının üzerine bu sayıyı yazmaktadırlar. 786 sayısı kaç harfin ebced değeridir?
d) 28 Arap harfini tanıyan ilk okul çocuklarının bile rahatlıkla sayabileceği Besmele'nin harflerini neden doğru sayamıyorsunuz? Besmele'nin harflerinin 18 veya 21 veya 22 veya 23 adet olduğunda ihtilaf ettiğiniz halde; 19 harf olamıyacağı konusunda ittifak etmeniz garip değil mi?
e) 74:31 ayeti, 19 sayısının amacını açık biçimde zikretmiştir. Nitekim bu mucizenin ortaya çıkmasıyla birlikte o ayette haber verilenler aynen gerçekleşmektedir. Sizin 19' unuz ise bunlardan hiçbirisini gerçekleştirmemektedir. 19 sayısı, müminlerin inancını nasıl güçlendiriyor? 19 sayısı Yahudi ve Hristiyanların Kuran hakkındaki kuşkularını nasıl ortadan kaldırıyor? Kalpleri bozuk ikiyüzlüler bu sayıyı ne şekilde anlayamıyorlar?
f) Kuran'ın büyük mucizesini kabul etmeyişinizin nedeni 74:31, 7:146 ve 6:25 ayetlerinde açıklanmaktadır. Bu mucizeyi inkar etmek için neden bu derece gayret gösteriyorsunuz?
g) Allah'ın kelamına inanmıyan münafıklar, "Mucizelere ihtiyacımız yoktur" diyerek Allah'ın rahmetini engellemek isterler. İbrahim peygamberin imanının güçlenmesi için Allah'tan mucize istemesini nasıl açıklarsınız? (2:260).
h) Kuran'ın edebi yönden mucize bir kitap olduğunu iddia ediyorsunuz? Edebi mucizenizin objektif bir kriteri var mıdır? Birisi çıkıp, Nazım Hikmet'in veya Mehmed Akif'in şiirleri edebi mucizedir bir benzerini getiremezsiniz derse nasıl karşılık verirsiniz? Sizin en kutsal hadis kitaplarınıza göre, Ebubekir döneminde Kuran'ı derlemek isteyen heyet, iki tanıkla gelmeyen ayetleri kabul etmiyordu. Örneğin, "taşlama ayetini" tek başına getiren Ömer'in tanıklığı reddedilmiş, Tevbe suresinin "son iki ayetini" tek başına getiren Huzeyme b. Sabit el Ensari reddedilmiş fakat sonradan onun tanıklığının "çok özel" olduğu kabul edilerek Kuran'a sokulmuş! İddia ettiğiniz gibi Kuran, edebi yönden bir mucize idiyse ve tüm insan ürünü kitaplardan edebi yönden farklı idiyse peygamberin en yakın arkadaşları ve Arap edebiyatını en iyi bilen insanlar neden Kuran ayetlerini ayırdetmek için tanıklara ihtiyaç duydular? Neden Kuran ayetlerini tanıyamadılar?
i) Namazlarda okuduğunuz Kunut duasının edebi yönden mucize olmadığını nasıl ispatlarsınız? Aynı şekilde Fatiha(Anahtar) suresinin edebi yönden mucize olduğunu nasıl ispatlarsınız?
j) 10:20; 27:93; 41:53 ayetlerinde verilen söz nasıl gerçekleşti?
k) 19 kodunun 11. yüzyılda Judah adındaki bir Başhaham tarafından Tevrat'ın orijinal bir bölümünde keşfetmiş olmasını ve bunu haber veren 46:10 ayetini nasıl açıklarsınız?
l) Bazı surelerin başında yer alan A.L.M., HH.M., Y.S., Q. harfleri ne anlama gelmektedir? Alimleriniz bu konuda kaç çeşit görüş ve yorum ileri sürdüler? "Bunlar bu kitabın ayetleridir (mucizeleridir)" ifadesinin sürekli olarak bu başlangıç harflerinden sonra gelmesi dikkat çekici değil midir? (10:1; 12:1; 13:1; 15:1; 26:1,2; 27:1; 28:1,2; 32:1,2).
m) 72:28 ayeti, Allah'ın herşeyi sayı olarak saymış olduğunu bildirir. En büyük matematikçi olan (3:19; 19:84; 72:28; 78:27-29) ve kainat kitabının ayetlerini matematikle yazan Evrenlerinin Rabbinin kitabında matematiksel bir sistemin mevcudiyetini neden uzak görüyorsunuz?
n) 83:9,20 ayetlerinde sözü edilen "Kitabün Markum"(Rakamlanmış Kitap) ne demektir? Kuran'a göre kimler o Rakamlı Kitaba tanık olacaklar, kimler "efsane" diyerek reddeceklerdir? (88:9-13; 88:20,21; 6:25).
-------------------
19.ORG evrenin Yaratıcısından "yeni" alınan mesajın dünya halkına duyurulmasına kendilerini adayan bir sitedir. 19.ORG din alanında radikal bir reformu amaç edinmiştir.
İnanç ve düşüncelerin baskı altında tutulmasının politik, ekonomik ve sosyal çürümüşlüklere ve felaketlere yol açtığının bilincindeyiz. Bu yüzden, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'ndeki 19. Madde'nin uygulanması için çaba gösteririz. Ayrıca, dinsel dogmatizmin ve mezhepçi öğretilerin insanlık tarihi boyunca doğurduğu trajedileri bildiğimiz için, din adamlarının cehalet ve despotluk üzerine kurulmuş olan egemenliğine son vererek ve rasyonel düşünmeyi öğreterek kişiyi özgürlüğüne kavuşturan 19 Kodu'nu savunuruz.
Tanrı'nın ismi -pek çok başka kavram ve varlık gibi- yüzyıllar boyunca başta ruhban ve politikacılar olmak üzere insan sınıfları tarafından güç ve rasyonel olmayan çıkarlar uğruna yüzyıllar boyu ahlaksız bir biçimde istismar edilmiş ve edilmektedir. 19.ORG'unun misyonu bu sömürüyü, aynı tuzağa düşmeden su yüzüne çıkarmaktır. 19.ORG'unun kurucuları olarak bizler dinsel konumumuzu iki kelimeyle ifade edebiliriz: tektanrıcı rasyonalizm!
Biz herşeyi bilen sonsuz iyilik sahibi varlık olan İlk Sebebe ya da Evrenin Yaratıcısına inananlar olarak O'na atfedilen her tür insan ürünü olan iddiaya kuşkuyla yaklaşmaktayız. On Emir'in en başında vurgulanan, Tanrı'nın yanında başka güçlerin ve insanların putlaştırılması eğiliminin insanlık tarihindeki büyük felaketlerin kökü olduğuna inanmaktayız. Evliya, molla, şeyh, aziz, keşiş gibi bir takım insanlara atfedilen yanılmazlık ve ilahi bagışlayıcılık gibi bir takım sıfatlar, yahut politikaçılara verilen mutlak otorite kitleleri ekonomik, politik ve zihinsel olarak sömüren şeytani bir düzenektir. Bu sömürü insanlık tarihi için din savaşları, engizisyon, tiranlık ve gaddarlık gibi pek çok acı sonuç doğurmuştur.
Bilmekteyiz ki kimileri yaratıcılarını labaratuvarlarının karmaşıklığında kimileri de eleştirel akılcılıklarını inançlarının dogmaları arasında yitirmiştir. Bu yüzden biz dinsel öncülleri ve öğretileri hem öznel hem de nesnel kriterler ışığında incelemeye karalıyız. Ne yazık ki pek çok uyuşturulmuş dindar insan inançlarını kulaktan dolma, hiçbir geçerliliği olmayan hurafeler üzerine oturtmaktadır. Bu insanlar kültürel normlara ve çevre baskısına karşı kişiliklerini kolayca kaybetmektedirler. Bu sebeple olağanüstü iddiaların olağanüstü kanıtlar gerektirdiği prensibini peşinen kabul etmekteyiz.
Yanlışlanabilirliğin bilimsel iddialarla sahte bilim arasındaki farkı ayırd etmekte yerinde bir kriter olduğunu kabul etmemize rağmen bunun da kendi sınırlarının olduğunu bilmekteyiz. Mesela evrim teorisi yanlışlanamaz olduğu halde pek çok destekleyici delile sahiptir.
Bilimsel kanıtın ve deneysel akılcılığın gücünün kişisel deneyimlerimiz ve inançımızla bütünleşmesinin bizi gerçeğin ışığına daha yakınlaştıraçağına inanmaktayız. Hiçbir zaman ne nihai gerçeğe ne de "masumiyet" (yanlış yapmazlık) iddiasına ulaştığımız savına sahip çıkmayacağız.
Kendi inanç sistemimizi, yanlışlığı ya da akıldışılığı ispatlandığı takdirde, bir tarafa bırakmaya hazırız. Çelişkilere karşı allerji sahibiyiz ama paradoksları kabul etmeye bizi zorlayıcı bir sebep olduğu takdirde hesaplanmış bir dozda bunlara da hoşgörü göstereceğiz. Lakin bu sebebin mantıksal zorlayıcılığının eşiği çok yuksek olmalıdır. Böyle bir durumda, sorunu anlaşılması için daha çok ışık veya beyin gücü gerektiren bir açık çelişki olarak değerlendireceğiz. Örnek olarak, deneysel ve kişisel deneyimlerimizin akla dayandırılmış yorumlamamızla elde ettiğimiz bilgimiz üzerine temellendirilmiş ilim kudret ve iyilik sahibi Tanrı'ya olan inancımız bu dünyadaki fiziksel ve moral kötülüklere dair gözlemlerimizle açık bir çeliski yaratmaktadır. Akla mantığa ve deneysel kanıtlara dayanan her türlü konuyu tartışmaya açığız ve bizim inanç sistemimizin özüne yöneltilmiş olsa dahi hiçbir zaman hiçbir soruya yasakçılıkla yaklaşmayacağız.
Şüpheci (skeptik) fanatikliğin metafizik gerçekliğe karşı bizi körlüğe götüreceğinin bilinçinde olduğumuz gibi, inançta fanatikliğin de sonuçta insani sömürüye, ıstıraba ve doğa yasalarıyla çelişkiye sürükleyecek her mite ve ileri sürülen her paranormal olaya safça inanmaya iteceğinin farkındayız. Kısaca dini konulara yaklaşım noktasında 'sağ duyuyu' savunmaktayız; bütün duyularımızı kullanmaktayız ve heuristic bir metod kullanmaktayız.
Bütün dinlerde evrensel bir reformasyonun gerekliliğine inanmaktayız. Ortak paydalarını vurgulayarak: TANRI. Ruhbanlar, Tanrı'yı ikincil bir figür ya da diğer amaçlarına ulaşmak için bir araç haline dönüştürdü. Orijinal davetçilerinin ölümünden sonra Tektanrılı Dinler yeni putlar yaratılarak çoktanrılıçılığa dönüştürülmüştür. Dinler arasında bölünme ve düşmanlık ruhbanlar, insan-putların yaratıcıları ve kurtuluş hakkında uydurulan inanilmaz saçma hikayelerle başlatılmıştır.
Bu amaça (reformasyon) ulaşmak için 19.ORG agnostikler ve skeptikler de dahil olmak üzere bütün dinlerin inananları arasında rasyonel bir diyaloğu ilerletecek ve kolaylaştırmaya çalışacaktır. Gerçeğin ışığını kapayan bulutların yok edilmesi için 19.ORG yarışmalar, buluşmalar ve konferanslar düzenleyecektir.
Kimse gerçek üzerinde tekel sahibi değildir. En azından samimiyetin ve acik fikirliliğin gerekli içerikler olduğuna inanmaktayız. Dolayısıyla ne Tanrı'nın ismini para kazanmak için kullanabiliriz ne de gerçeği araştırma ve sorgulama çabamızı bir tarafa bırakabiliriz. Bu kaygıyı ve merakı siz de paylaşıyorsanız aramıza hoşgeldiniz.
Bizler İslam, Hristiyanlık, Yahudilik, Agnostizm, Ateizm gibi dinlerin sayısız mezheplerinden ve zümrelerinden gelmiş muhtedileriz...
Biz sadece Allah'a kulluk ediyor, rasyonel ve bilimsel testten geçirmedikçe hiçbir şeyi izlememekteyiz. Kendimizi müslümanlar (mezhep ve tarikat betimlemeleriyle kirletilmemiş olarak Tanrı'nın yasalarına teslim olanlar) ve tektanrıcılar olarak çağırmayı seçiyoruz. Adem'den günümüze dek, sadece Tanrı'ya kul olup erdemli bir hayat süren herkes, dinsel pratikleri ne olursa olsun, müslüman idiler ve müslümandırlar. (Aslında, evrendeki her atomun ve güçün Tanrı'ya teslim olduğunu biliyoruz. Tek Tanrı'ya teslim olmamayı seçenlerin beyinlerinde geliştirdikleri sinir bağlantılarının konfigarosyonları hariç! (Bkz, islam nedir?).
Bizler topluluğumuzda, toplumun her katmanından gelmiş olan insanları barındırıyoruz. Kasiyerler, hemşireler, doktorlar, profösörler, gazeteciler, öğrenciler, işadamları, bilimadamları, sanatçılar, işsizler ve hukukçular...
Bizim profesyonel dinadamlarımız ya da maaşlı ruhbanlarımız da yok... Biz yalnız Tanrı'ya tapıyor ve ussal ve bilimsel testten geçirmedikçe hiçbir şeyi izlemiyoruz. Biz mezhepçi hukuku, ortaçağ Arap kültürü ve mezhepçi dinadamlarının Tanrı adına uydurdukları öğretileri reddediyoruz. Aynı bağlamda, Hadis ve Sünnet diye bilinen öğretilerin Tanrı'nın ışığından, Kuran'dan uzaklaştırıcı uydurmalar olduğunu biliyor ve reddediyoruz. Biz Tanrı elçileri arasında ayırım yapmıyor ve aynı mesajın elçilerini şeytani bir üstünlük yarışına sokarak onları putlaştırmıyoruz. Biz dikkatimizi ölmüş elçilere değil onların ulaştırdığı Tanrı'nın evrensel mesajına veriyoruz.
Sokrat, Buda, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed gibi nice elçilerin mesajı sözde izleyicileri ve dinadamları tarafından zamanla tahrif edilmiş ve tanınmaz hale getirilmiştir.
Biz düşünce ve inanç özgürlüğünü, barışı, adaleti ve işbirliğini savunuyoruz. Demokrasinin, şuana kadar, bireye özgürlük ve azınlıklara sivil haklar bağışlayan en iyi sistem olduğuna inaniyoruz. (Demokrasinin, para ve özel çıkar grupları tarafından dejenere edilebildiğine de inanıyoruz!)
Sunni ve Şii dinadamları tarafından "mürted" (dindışı) ilan edilerek onların fanatik izleyicileri için hedef oluşturuyoruz; bir kısmımız öldürüldü, bir kısmımız ülkesinden göç etmeye zorlandı ve bir kısmımız ise baskı ve zulüm ortamında inançını açıklama yürekliliğini gösteriyor ve bir kısmımız ise, Allah'a şükür, demokrasi ile idare edilen ülkelerin özgür havasını solumaktayız. (Özgür Dünya'nın problemsiz olduğunu ileri sürmüyoruz!).
Kadın ve erkeğin, bazı biyolojik farklılıklara rağmen, Tanrı katında eşit olduklarına inanıyoruz. Kadınlar tarih boyunca tümü erkek olan mezhepçi dinadamlarının kadını hakir gören öğretileriyle zulme uğramışlardır.
Biz matematiksel olarak kodlanmış bir kitaba sahibiz. Son Ahid veya Kuran. Bize Tanrı'nın mesajı olarak gönderilmiş fiziksel bir delil üzerine kurulmuş bir kitaptır olup insan kapasitesinin üzerinde bir matematiksel kompozisyona sahiptir. (Aynı matematiksel kod Rabbi Judah tarafından 11. Yüzyılda Eski Ahit'in orijinal bir bölümünde de keşfedilmiştir. Bkz. Studies in Jewish Mysticism, Cambridge University, 1982. Bunun 'The Bible Code' diye adlandırılan ve matematiksel değeri bulunmayan araştırmayla bir alakası yoktur.)
Anlaşılması ve test edilmesi kolay olan bu matematiksel kodun taklidi imkansız tanrısal bir mesaj olduğuna inaniyoruz. Bu mucizeye tanık olabilmek için bu Kutsal Kitap'ın ana dilini öğrenmeye de gerek yoktur. Harfleri ve kelimeleri görebiliyor ve 19'a kadar da sayabiliyorsanız mucizeyi kendiniz de büyük oranda gözlemleyebilirsiniz.

Asal 19 sayısıyla kodlanmış bu matematiksel mucize bütün dünya dinleri içinde yepyeni bir çağı müjdelemektedir. Sadece Tanrı'nın varlığına dair gözlemlenebilir bir fiziksel delil getirmekle kalmayıp aynı zamanda insan ürünü dinlerin sebep olduğu yaygın çürümeyi de göz önüne seriyor. Bu matematiksel kod (yayınlanmış pek çok kitabımızda ifade edildiği üzere) ilahiyat sahasında bir Kopernik Devrimi önermektedir. 

Bizler,Khrishna-İsa Muhammed  merkezlidinler yerine özgün merkeze, Tanrı merkezli modele dönmeliyiz.