23.07.2011

Allah Hiç Yalan Söyler mi?



Kimileri “Kuran bize yeter” “Kuran’da her konu açıklanmıştır” gibi iddiaları dillendirirken, kimileri ise “Olurmu? Kuran’da herşey yazmıyor!” “Kuran’da yazmayanları Hadisler ve Âlim’ler tamamladı!” “Allah’ın işi gücü mü yok da herşeyi Kuran’da açıklasın?” “Allah boşunamı Peygamber gönderdi?” “Eğer Allah her teferruatı  açıklasaydı Kuran’a sığmazdı”gibi cümleler kuruyor

Peki kim doğruyu söylüyor? Madem bu tartışmanın merkezinde Kuran var, o halde cevabı Kuran’da arayalım. Lafı uzatmadan -tabiri caiz ise- mikrofonu Allah’a uzatıp, kendisinin bu konu hakkında ne emrettiğini öğrenelim. Bakın Allah Kuran’da ne buyuruyor:
Kuran'ı incelemiyorlar mı? Allah'tan başkasının olsaydı onda bir çok çelişki bulacaklardı. (Nisâ 4/82)
Yerde debelenen hiçbir hayvan ve iki kanadı ile uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar! Biz kitapta hiçbir eksik bırakmamışızdır.
Sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar (En’am 6/28)
Şimdi de Allah size kitabı, içinde herşey inceden inceye açıklanmış olarak göndermişken Allah'tan başkasını mı hakem isteyeceğim? Kendilerine kitap verdiklerimiz de bilirler ki, o tamamıyla gerçek olarak Rabbin tarafından indirilmiştir. Sakın şüphelenenlerden olma! Rabbinin sözü, doğrulukça da adaletçe de tam kemalindedir. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir. (En’am 6/114-115)
Muhakkak biz onlara, inanacak herhangi bir kavme hidayet ve rahmet olması için, tam bir bilgi ile bölüm bölüm açıkladığımız bir kitap gönderdik. (A’raf 7/52)
Bu Kur'an Allah'tandır, başkası tarafından uydurulamaz, ancak o, önündekini doğrulayan ve o Kitab'ı açıklayıcı olarak alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir,  bunda hiç şüphe yoktur!(Yûnus 10/37)
Elif, Lam, Ra. Bu, hikmet sahibi ve herşeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış,sonra da ayrıntılı olarak açıklanmış bir Kitaptır. (Hud 11/1)
Gerçekten onların kıssalarında akıllılar için bir ibret vardır! Bu Ku'ran uydurulur bir söz değil, ancak kendi önündekinin tasdiki, herşeyin açıklayıcısı ve iman edecek topluluk için bir hidayet,bir rahmettir!(Yusuf 12/111)
Biz o gün, her ümmet içinde, kendilerinden kendi üzerlerine bir şahit göndereceğiz. Seni de onların üzerine şahit getireceğiz. Bu kitabı da, her şeyi açıklayan ve müslümanlara doğruyu gösteren bir rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjdeleyici olarak indirdik.(Nahl 16/89)
Hamd, o Allah'a mahsustur ki kuluna kitabı indirdi ve ona hiçbir eğrilik koymadı.Dosdoğru (bir Kitaptır) ki; tarafından şiddetli bir azap ile korkutmak ve yararlı yararlı işler yapan müminlere şunu müjdelemek için: Kendilerine gerçekten güzel bir mükafat var.(Kehf 18/1-2)
Andolsun ki, gerçekten Biz bu Kuran'da insanlara ibret olacak her türlü misali tekrar tekrar açıklamışızdır. İnsan ise herşeyden çok mücadelecidir. (Kehf 18/54)

Ve işte Biz onu (Kur'an'ı) böyle apaçık ayetler olarak indirdik. Çünkü Allah istediğine hidayet eder.(Hacc 22/16)

Bu indirdiğimiz, farz kıldığımız ve içinde açık açık ayetler indirdiğimiz bir suredir; ola ki iyice belleyip tutarsınız.(Nur 24/1)

Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik.(Zümer 39/27)
Apaçık Kitaba andolsun ki!(Zuhruf 43/2)

Ve muhakkak ki o (Kur'an) hem senin için, hem kavmin için bir şereftir ve ileride bundan sorulacaksınız.(Zuhruf 43/44)

Allah’ın buyurduğuna göre Kur’an
- eksiksizdir,
- tamdır,
- detaylıdır,
- çelişkisizdir,
- apaçıktır,
- açıklanmıştır,
- değiştirilemez,
- tek Hüküm kaynağıdır,
- Ahiret’de sorulacak tek Kitaptır ve
- Din’in Kuralları’nı koyan tek Kitaptır.

Yukarıda tespit ettiğimiz Ayetler’in sayısı daha derin bir araştırma sonucunda büyük ihtimalle çoğalabilir.
Bu durumda kime inanacağız? Bize Kuran’ın açıklanmış ve değiştirilemez olduğunu bildiren Allah’a mı yoksa bize tam aksini yani Kuran’ın eksik, anlaşılmaz ve değiştirilebilir olduğunu dayatan şahıslara mı? Eger iki görüş bildiren taraflar var ise, bir taraf yalan söylüyor veya yanılıyor demektir. Peki Allah hiç yalan söylermi? “Hâşâ!” diyerek oturduğunuz yerden fırladığınızı işitir gibiyim sanki. Madem Allahın doğruyu söylediğini biliyoruz ve ona güvendiğimizi söylüyoruz ve nerdeyse her ibadetimiz’den sonra “Sadakallahulazim” (“Yüce Allah doğruyu söyledi!”) diyoruz, ozaman başkaların Kitabini/Fetvasını/Sözünü Kuran’a ilave etmeyip, Allah’ın Kuranı’nı tek Hüküm kaynağı ve Rehber edinmeliyiz. Çünkü belirttiğimiz ayetlere ve nice diğer ayetlere göre, Kuran tastamamdır.
Ayrıca, Allah’in Zuhruf 43/44’de buyurduğu gibi Ahiret’de sadece Kuran’dan sorulup Hesaba çekileceğiz. Bu doğrultuda -tabiri caiz ise- Kuran Ahiret’deki Sınavımız için tek ders Kitabımızdır ve başka kaynaklar ile dersimize calışıpda asıl Ders Kitabı olan Kuranı terk edersek, Sınavı kaybedip hüsrana uğrarız. Nasılkı Matematik Sınavına Biyoloji veya Coğrafya Kitapları ile değilde Matematik Kitabı ile hazirlaniyorsak, Ahiret’e de Kuran ile çalışmalı ve Etütlerimizi Kuran’a göre hayata geçirmeliyiz.
“Öyleyse Peygamberin görevi neydi” ve “Allah boşunamı peygamber gönderdi” gibi ortaya çıkan doğal soruları da bir sonraki yazımızda açıklamak üzere...
Bu yazı için bana destek olan Dostum Enes’e teşekkür ederim.
20.07.2011

Rafet Aydoğan
www.adilmedya.com

15.01.2011

                                     BİZE DİNDEN BAHSET

Halil Cibran’ın “Ermiş” kitabındaki şu muhteşem aneknotu “Bize dinden bahset” diyen çocuklarınıza anlatın;Bilge kişi ölmeden hemen önce halkını geniş bir meydanda toplar. Gerçekleri son bir kez hepsinin huzurunda dile getirir. Halkla arasında nefis bir diyalog kurulur.Halktan biri öne çıkarak “bize” der “sevgiden söz et”Bilge anlatır, anlatır, anlatır…Bir diğeri “bize aşktan, evlilikten söz et” der, anlatır…Bunu “alışveriş hakkında ne dersin?” diyen biri izler, anlatır…“Çocuklardan bahset” derler, anlatır…“Eğitimden bahset” derler, anlatır…“Çiftçilikten bahset” derler, anlatır…“Alınterinden, emekten ve adaletten” bahset derler, anlatır…Ve daha günlük hayatın türlü sorunlarından söz etmesi istenir. Bilge hepsi hakkında hikmetli sözler söyler, anlatır, anlatır, anlatır…

Konuşmasının sonuna doğru birisi “Bize ‘din’den bahset” deyince Bilge şöyle cevap verir;“Bahsettim ya, dinlemedin mi?”Ve devam eder: “Siz zamanınızı, bunlar Allah’ın saatleridir, bunlar bizim saatlerimizdir diye ayırabilir misiniz? Öyleyse din, yaşadığımız hayat ve tüm davranışlarımızdır. Her an Allah huzurunda olduğunun bilincinde, öylesine titiz, doğruyu gözeterek temiz bir hayat yaşamaktan daha güzel bir din olur mu?”