27.02.2009

İslami Reform



BİLDİRİ
İSLAMİ REFORM
Dr. Edip Yuksel

Muhammed Peygamberin vefatından kısa sure sonra cahiliyye devrinin kabileciliğini ve putperestliğini hortlatan munafıklar, birçok muslümanı oldürmüşler ve Emevi'lerin başlattığı şeytani halifelikle birlikte islam'ın mesajını tahrif etmek ve onu ortacağ Arap kültürüne dönüştürmek icin maaşlı dinadamlarını seferber etmişlerdir.
Islam dininin biricik kaynagi olan Kuran'in anlasilmaz, detaysiz ve yetersiz oldugunu ileri suren musrik dinadamlari, yalniz Allah'a ozgulenmesi gereken dini Allah + Peygamber + sahabe + tabiin + mezhep imamlari + mezhepte muctehitler + eski alimler ve seyhler + daha sonra gelen alimcikler ve seyhciklerden olusan bir anonim sirketin ortaya koydugu bir beserî din corbasi haline donusturduler. (Lutfen su sure ve ayetlere bakiniz: 7:29; 9:31; 16:52; 39:2,11,14; 40:14,65; 42:21; 98:5).
Zamanimiza kadar etkileri suren bu felaketli donemde Kuran'in yeterli olmadigi inanci yayginlasmis ve ciltlerle hadis ve fikih kitaplari uydurulmustur. Bu "misna"lari kabul etmeyenler sapik ve murted (dinden donenler) olarak damgalanmislar ve hatta iskenceler altinda katledilmislerdir. Ebu Hanife, hadis uydurukcularinin gazabina ugrayan ve Emevi ve Abbasi zalimlerinin iskencehanelerinde cile ceken mazlumlardan sadece birisidir. Oldukca siddetli bir devlet terorunun estigi o gunlerde Kuran'a ragmen bambaska dinler olusturulmustur. Kurandaki kavramlarin anlamini kaydirmak icin seferber olunmustur. Peygamberin okuma yazma bilmedigi yalanindan, onun insanlarin gozlerini kizgin civilerle oyup colde olume terkettigi iftirasina kadar... Tasla oldurme iftiralarindan, Kuran'da nasih-mensuh ayetler bulundugu seklindeki melanete kadar... Ac bir kecinin yiyerek Kuran'dan cikardigi taslama ayetinden, halktan korktugu icin onu Kuran'a sokamiyan hazrete kadar... Mezhepciligin kutsanmasindan, sefaat mitolojilerine kadar... Hacerul esved denilen isaret tasinin putlastirilmasindan, peygamber mezarinin ziyaretinin faziletlerine kadar... Peygamberin 30 erkegin cinsel gucune sahip olusundan, sahabenin kadinlarina kosarken orgazm oluslarina kadar... Aise anamizin 53 yasindaki Peygamberle evlenirken 9 yasinda oldugu yalanindan, Peygamberin bir gecede 9 kadinla cinsel iliskide bulunusuna kadar... Peygamberin Medine'de bir Yahudi tarafindan buyulendikten sonra haftalarca saskin saskin dolasmasindan, acliktan oturu zirhini bir yahudinin yanina bir kac kilo arpa karsiliginda rehin birakmis olarak olmesine kadar... "Alim"lerin icmasinin dini kaynak olusundan, "sevadul azam" yani "buyuk karalti" masallarina kadar... Miracta Allah ile namaz pazarligindan, ayin mucizevi bir bicimde yarilip bir parcasinin Ali'nin bahcesine dusmesine kadar... Dinden donenin oldurulmesinden, namaz kilmayanin dovulmesi veya oldurulmesi gerektigine kadar... Erkeklerin kadinlardan ustun olusundan, hayizli kadinlarin camiye girmemeleri ve Kurana el surmemelerine kadar... kadinlari esekler ve kopeklerle ayni kategoride degerlendirmekten, cehennemi kadinlarla doldurmaya kadar... haremlik ve selamlik yoluyla kadinlari hayattan soyutlamaktan, kadinlari pece ve carsafla ortup kimliklerinden soymalarina kadar... Erkeklere altin ve ipegin haram kilinisindan, muzigin resmin ve satrancin haram edilisine kadar... Bosama haklarini gasbederek kadinlari kolelestirmekten, erkegin agzindan kazara cikan bir kac sozle aileleri dagitmaya kadar... Zekati senede bir kereye indirmekten, Hacci birkac gune sikistirmaya kadar... Namazi uc vakitten bese cikarmaktan; sunnet, nafile ve teravih namazlari uydurmaya kadar... Hayvanlarla ilgili yuzlerce haramlar uydurmaktan, Kureys'in agiz zevkinin bu konuda dini olcu kabul edilmesine kadar... Hilafetin Kureys'in hakki olusundan, "la ilahe illallah" demedikce insanlari oldurmenin gerekliligine kadar... Sakal birakmanin ve sarik sarmanin faziletinden, kabak sevmemenin peygambere hakaret sayilmasina kadar... Peygambere uymanin hadis kitaplarina uymakla es anlamli olusundan, hadislerin ayetleri iptal edebilecegi kustahligina kadar...
Profesyonel din adamlari, insanlari Kuran'dan uzaklastirmak icin Kuran'in zor, anlasilmaz ve mucmel oldugu yalanini yuzyillarca empoze ettiler. Kuran'in anlasilmasi icin yuzlerce ciltlik rivayet kitaplarinin didik didik edilmesi gerektigine kananlar, Kuran'i ogrenmeye vakit bulamadilar. Vakit bulanlar ise kafalarini binlerce hurafeyle doldurduklarindan ve ustelik Kuran'i bunlara muhtac kabul ettiginden onu anlama sansini bastan kaybettiler. Nitekim, Allah'in korunmus Kelamini korunmamis kul sozlerine muhtac gorenler, Kuran'in anlasilmasinin zor oldugunu iddia edip durdular.
Seneler once Ilahiyat fakultesinin bazi ogretim gorevlilerinin katildigi bir acik oturuma dinleyici olarak katilmistim. Oturumun konusu "Kuran'in Anlasilmasi" uzerine idi.
Oturuma katilan fikih hocasi, "fikih ve fikih usulu bilinmedikce Kuran anlasilamaz," dedi. Islam tarihi hocasi ise "Islam tarihi bilinmeden Kuran anlasilamaz," dedi. Tasavvufcuya gore "Tasavvuf kavranmadikca Kuran anlasilamaz" di. Hadis hocasina gore de "Hadis ve hadis usulu bilinmeden Kuran anlasilamaz" di.

Acikoturuma katilan dort ogretim gorevlisi Kuran'in anlasilmazliginda ittifak ve hatta "icma" etmislerdi. Fikhi, hadisleri, tasavvufu, ve Islam tarihini anlamak ve dogrulari yanlislardan ayirmak icin Kuran'in, her seyden once Kuran'in bilinmesi gerektigini soyleyeceklerine; tam tersi bir yolla Kuran'in onune yuzlerce ciltlik kulliyati ve celiski dolu uydurmalari koyuyorlardi.

Muhammed peygamberin biricik sikayetinin "halkinin Kuran'dan uzaklasmasi" hakkinda olmasi cok ilginc (25:30). Buna ragmen, son peygamberin halki, daha hicri 1. yuzyilda hadis uretim fabrikalari kurmaya basladi. Bu felaketli davranisin sonucunda Kuran'i anlamaya verilen mesai alabildigine azaldi, bunun yerine binlerce celiskiyi iceren ilkel rivayetler uzerinde ihtisaslasma bas gosterdi. Rivayet kitaplarini degerlendirmede ortaya cikan ihtilaflari kurumlastirici usul ve mezhep calismalariyla bu seytani tuzak guclendirilerek orijinal evrensel mesaj Arap, Yahudi ve Hristiyan kulturlerinin karmasi bir din haline donusturuldu.
Peygambere yakistirilan yalanlarin Hadis ve Sunnet adiyla anilacagini onceden bilen Tanri, Hadis (soz) kelimesini ayetlerden baska bir soz icin kullandiginda genellikle kotu bir anlamda kullanir (12:111; 31:6; 33:53; 45:6; 52:34; 66:3). Sunnet (yasa) kelimesi de surekli "Tanri'nin sunneti" olarak tanimlanir (33:38,62; 35:43; 40:85; 48:23). Dahasi, Hadis ve Sunnet'in yaninda uydurulan ucuncu ogreti olan Icma (toplu karar) kelimesi de Allah haric kimin icin kullanilmissa olumsuz bir anlamla mahkum edilir (20:60; 70:18; 104:2; 3:173; 3:157; 10:58; 43:32; 26:38; 12:15; 10:71; 20:64; 17:88; 22:73; 54:45; 28:78; 7:48; 26:39; 26:56; 54:44...).
Kuran'i yeterli gormeyen inkarcilar, Tanri tarafindan Kuran'i anlamaktan menedilmislerdir (17:45; 18:57). Cok ilginctir ki, Kuran'i kaynak olarak yeterli gormeyenler Kuran'in anlasilmasi ile ilgili ayetlerin bizzat kendilerini anlamamislardir. Nitekim, 7:3; 17:46; 41:44; 56:79 ayetleri, "hem-tez-hem-kanit" olan ozgun bir dille kaniti tezin icine gomen birer sanat eseridir.
Hemen hemen tum Kuran ciltlerinin arka kapaginda Arapca uc ayet yer alir. Elinizdeki Kuran'a bakarsaniz buyuk olasilikla 56:77-79 ayetlerinin yazildigini goreceksiniz. Butun Kuran'in icinden neden bu ayetler icma ile seciliyor merak ettiniz mi? Neden, ellinin uzerindeki isim-sifati arasindan sadece bir kez burada gecen "Kerim" (Serefli/Yuce) seciliyor? Neden Kuran icin sikca kullanilan Zikr (Mesaj), Hakim (Hikmetli), Mubin (Apacik), Nur (Isik) gibi kelimeler degil de bu ayette gecen Kerim? Neden bu ayet? Neden ornegin, Kuran'in anlasilir bir kitap oldugunu ustuste dort kez vurgulayan ayet degil (54:17,22,32,40)? Veya neden 12:111; 15:1; 17:9; 17:88; 17:89; 30:58; 41:3; 55:2 . . . ayetlerinden biri degil? Mesajin "dirileri" uyarmak icin gonderildigini bildiren biricik ayeti iceren YaSin suresini, inadina olulere hasredenlerin niyetlerinden kuskulanmaya hakkimiz var (36:70).
Kuran'in bilgisine sahip olanlariniz bu sorunun cevabini iyi bilirler: Musrik din adamlari, bu uc ayeti (56:77-79) icma ile anlamamislar ve anlamadiklari bicimiyle onlarin halkin buyuk cogunlugunu Kuran'dan uzaklastirabilecegini dusunmuslerdir. Nitekim onlar bu ayetlerin anlamini, aptessiz olanlarin Kuran'a DOKUNMAMAlari olarak carpitirlar. Hayizli kadinlari "pis" olarak degerlendirdiklerini de dusunursek, anlami icma ile carpitilmis bir ayeti en populer ayet ve o ayette gecen Kerim kelimesini en populer sifat haline getirmelerinin seytani bir melanetin urunu oldugu anlasilir. Kuran'in bir cep kitabi, bir basucu kitabi olmasini engellemek, Kuran'i rafa kaldirmak ve duvara civilemek amacini guden plan ne yazik ki buyuk oranda basariya ulasmistir. Kuran, bir tren gibi, yuksek voltajli bir trafo veya cin gibi carpacak tehlikeli bir nesneye cevrilmistir. Kuran, anlasilmasi cok zor, dokunulmasi tehlikeli, ve ulasilmasi imkansiz "yuce" bir kitap olunca, hosgelsin hadisler, sunnetler, mezhepler ve din ticareti yapan parazitler.
Gunumuz "Muslumanlarinin" bildigi ve uygulamaya calistigi Islam, yuzyillar boyu, din adamlarinin uydurduklari kurallarla oylesine bozulmustur ki Muhammed'in bildirdigi islam diniyle ilgisi kalmamistir. "Ulema" gecinen din adamlari, o kadar cok seriatlar, haramlar, carsaflar, peceler, gidasal yasaklar, sakallar, sariklar, istincalar, istibralar, misvaklar, sag ayaklar, sol ayaklar, hadisler, sunnetler, sefaatler, hazretler, efendiler, kerametler, melanetler, evliyalar, serifler, seyyitler, hirka-i serifler, kil-i serifler, takiyyeler, takkeler, tespihler, tekkeler, mezhepler, tarikatlar, satahatlar, muskalar, istihareler, hulleler, hileler, turbeler, nafileler, mekruhlar, menduplar, sevaplar, mustehaplar, fetvalar ve palavralar uydurmuslardir ki Islam dinini Allah'in dogadaki ayetleriyle celisen, karmasik ve yasanmaz bir dine cevirmislerdir. Musluman halklarin dunyanin bu kadar gerisinde kalmalarinin en onemli sorumlulari bu musrik dinadamlari ve onlari kullanan politikacilardir. Tanri bu durumu duzeltmek ve mesajini hurafe ve bidatlerden arindirmak icin "buyuklerden biri" diye niteledigi mesaji gonderdi bize (74:30-35).
Maalesef, bugun muslumanlik iddiasinda olanlarin buyuk cogunlugu, Muhammed peygamberin teblig ettigi din yerine onun bas dusmanlari olan Ebu Cehil'in ve Ebu Leheb'in savundugu sirk ve cehalet dinini izlemektedirler. Ne var ki Allah'in verdigi soz gelmis ve yuzyillardir anlasilmaz ve yetersiz diye damgalanarak koseye atilan Kuran'in mesaji karanliklari dagitmaya baslatmistir.
Ordukleri orumcek aglarinin ve cehalet duvarlariyla olusturduklari karanliklarinin dagilacagini hisseden profesyonel dinadamlari ve onlarin kor izleyicileri buyuk gorultuler koparabilir. Bu cevirinin halka ulasmamasi icin ellerindeki tum imkanlari kullanabilirler; hakaret, iftira ve yaygaralar ile gercegin isitilmesini engellemek isteyebilirler.
Cirpinislari bosunadir. Zira, mesaj tum aydinligiyla artik dunyayi aydinlatiyor. Ne ulkelerin sinirlari bunu engelleyebilir, ne despot yonetimlerin yargiclari ve yasalari, ne de engizisyon mantalitesine sahip olanlarin fetvalari. Islam'da reform gerceklesecek ve din sadece Allah'a has kilinacaktir. Allah'a Hamdolsun.
Kuran, tum Kuran, baska sey degil sadece Kuran.

1 yorum:

Edip Yuksel dedi ki...

Selam,

Az önce bu sayfaya ulaştım.. Bazı kitap ve yazılarımı paylaştığınız için teşekkür ederim...

1990 yılında yazdığım ve ilk baskısı 1992'de gerçekleşen Müslüman Dinadamlarına 19 Soru adlı kitabımın giriş bölümünün başlığı olarak kullandığım "İsalamda Reform" ifadesi kastettiğim reformun niteliğini maalesef yanlış yansıttığını daha sonraki yıllarda öğrendim... Nitekim daha sonraki baskılarda başlık, benim kasttetiğim reformu doğru yansıtan İslami Reform biçiminde düzelttim.

Lütfen buradaki tüm "islamda reform" ifadelerini "islami reform" ile değiştirip düzeltiniz.

Selam,
Edip