14.01.2011

ZİNADA BİLİMSEL KANIT DÖRT ŞAHİT


ZİNADA BİLİMSEL KANIT DÖRT ŞAHİT

Zina'nın ispatı için dört tanık aranmasının bir nedeni de Bilge Tanrı'nın çağımızdaki teknolojik imkanlarımızı kullanmamızı istemesidir.

ZİNA
Zina, mecnun olmayan, küçük yaşta bulunmayan, büluğ çağına ulaşmış mükellef  bir kimsenin, nikah ilişiği olmaksızın bir kadının ön tarafından cinsi münasebette bulunması olup insan aklının, ahlak ve hukuk düzenlerinin, diğer semavi dinlerin yanlış, ayıp ve kötü gördüğü bir fiil olup İslam dininde de kesin olarak yasaklanmış, işlenmesi büyük günahlar arasında sayılmıştır.

Zina, nesebin karışmasına, ailenin dağılmasına, hısımlık, komşuluk, arkadaşlık gibi bağların çözülüp toplumun manevi ve ahlaki değerlerinin temelden sarsılmasına yol açan ve insani bedeni zevklerinin esiri yapıp aşağılayan çirkin bir davranıştır.

DÖRT ŞAHİT

24:4 Evli kadınları suçladıktan sonra dört tanık getiremeyenlere seksen celde vurun ve onların tanıklığını ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.2

Dipnot 2 (24:4)
Zina'nın ispatı için dört tanık aranmasının bir nedeni de Bilge Tanrı'nın çağımızdaki teknolojik imkanlarımızı kullanmamızı istemesidir. Genetik test yoluyla cinsel tecavüzde bulunanların kimlikleri, genetik kalıntılarla belirlenebiliyor, çocukların kime ait olduğu bulunabiliyor. Genetik yapımız DÖRT asit molekülünün belirlenmiş kombinasyonlar halindeki dizilişinden oluşuyor.Adenin, Guanin, Citozin ve Timin adındakı bu moleküller genetik zincirin bazı bölümlerinde her insan için farklı kombinasyonda dizilirler. Böylece, genetik yapımızdaki bu DÖRT molekül, sürekli olarak ardımızda kimliğimizi kanıtlayanTANIKLAR olarak işlev görürler. Kuran, tanıklığın illa gözle görülmesi biçiminde olmasını gerektirmez. Nitekim, biz Tanrı'nın varlığına ve tekliğine bilincimiz ve zekamızla tanıklık ederiz. Yusuf Suresinin 26-27'nci ayetlerindeki erkek tanık olaya gözüyle tanık olduğu için tanık olarak Kabul edilmiyor. Nitekim "ben olayı gözlerimle gördüm" demiyor. Yusuf'a yöneltilen suçlama karşılık insan tanık, deney ve mantıksal çıkarımlar bilgisini tanık olarak sunuyor. Bir başka değişle onun tanıklığı verilere dayanan entelektüel bir tanıklıktan ibaret. Burada evli kadınlara yapılan suçlamalara karşı kesin deliller isteniyor. Bu sembolik olarak dört şahit olarak ifade ediliyor. Dört kişinin cinsel bir temasa tanık olması için sokak ortasında bu işin yapılması gerekir. Bunun böyle anlaşılması Kur’anı yaralar. Sembolik anlatımla dile getirilenden kasıt bu değil.Asıl istenen test ve tahlil sonucudur.

24:5 Bununla birlikte, bundan sonra tevbe edip kendilerini düzeltenler için ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

SÖZLEŞMELİLERLE  ve KİTAP EHLİ İLE EVLİLİK

4:24 Ayrıca sözleşmelerinizle üzerlerinde hakka sahibi olduklarınız hariç,9 evli kadınlar... Bunlar, ALLAH'ın üzerinize farz kıldığı yasalardır. Bunların dışındakiler, iffetli yaşamanız, zina etmemeniz ve mehirleriyle istemeniz koşuluyla size helaldir.10 Onlardan hoşlandıklarınıza, bir farz olarak mehirlerini ödeyin. Bu farzı yerine getirirken mehri ayarlamak için karşılıklı anlaşmanızda bir sakınca yoktur. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

 Dipnot 9-10 (4:24)
"Ma meleket eymanukum" ifadesi geleneksel çeviriler tarafından "ellerinizin altındakiler" olarak çevrilmiştir. Bu çeviri, erkeğin kontrolü altında özgürlüklerini kaybetmiş cariyeler olarak anlaşılmıştır. Bu geleneksel anlayış Kuran'ın diğer ayetleriyle çelişir. Zira Kuran köleliği müşriklerin bir adeti olarak değerlendirir ve yasaklar (79:24; 12:39-42; 90:13; 4:25). İlginç bir detaylama örneği olarak bu ifadedeki "YEMİN" sözcüğün çoğulu olan "EYMAN" Kuran'da sürekli olarak "sözleşmeler, yeminler" anlamında kullanılır (2:224; 2:225; 4:33; 5:89; 16:92,94; 66:2;3:77; 5:53; 5:108; 6:109; 9:12,13; 16:38; 24:53; 35:42; 58:16; 63:2) Öyleyse söz konusu ifade söyle çevrilebilir: "sözleşmelerinizin hak sahibi olduğu kişiler," veya "sözleşmelerinizle üzerlerinde hakka sahip olduklarınız" veya, EYMAN (sözleşmeler) kelimesini özne yerine tümleç olarak okursak ozaman: "sözleşmelerinize sahip olanlar". Ekonomik ve kişisel özgürlüğü kendi yeteneği gereği kullanamayan, tek başına hareket etme yetisi olmayan ve bir şekilde birine bir akit ile bağlı olanlar demektir. Bu el altında çalışan veya ücreti mukabil sözleşme yapıp emrinde çalışanlar anlaşılabilir.

Evlilik, kural olarak her iki tarafın ailesinin onayı ve katılımıyla oluşan bir sözleşme ve ilan olayıdır. Kocası boşamadan evli bir kadınla evlenilmez. Ancak, kocası müslümanlarla savaş halinde olan düşmanların safında yer alan müslüman bir kadın müslümanların ülkesine göç ederse o kadınla sözleşme yapılarak evlenilebilir (60:10). Bu durumda, kadın düşman safında yer alan kocasından boşanmadığı halde hukuken boşanmış sayılıyor. Kendisiyle yapılan anlaşma normal evlilik anlaşmasından farklı olduğu için bu ilişki böyle bir ifadeyle betimleniyor. Bu durum, karisi düşman safında yer alıp da müslümanların ülkesine göç eden erkekler için de söz konusudur. Bak: 24:31 ve 33:55. Sözleşme ile bir başkası için çalışan kişi için de aynı ifade kullanılır. Bak:16:71; 30:28. Ayrıca bak: 4:25,36; 23:6; 24:58; 33:50; 33:52; 70:30).

 Rabbimiz, evlenilmesi yasak olan yakın akrabaları 14 madde halinde belirttikten sonra, sayılanların dışındakilerin helal olduğunu açıkça bildirmektedir. Ne var ki, hadis, sünnet ve mezhep kitapları, peygambere yaptıkları bir iftira ile bunlara bir madde daha ekleyerek 4:24'deki hükmü inkar etmektedirler. Bir kadını, teyzesi veya halası ile birlikte nikahlamanın haram olduğunu iddia edenler, hem Allah'ı unutkanlıkla suçlamış oluyorlar ve hem de Kuran'ı bize ileten peygamberin Kuran'la çeliştiğini iddia etmiş oluyorlar. (6:19,38,114; 12:111; 19:64; 25:30).

4:25 Sizden özgür kadınlarla evlenmeye güç yetiremeyenler, inanmış yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları ile evlensinler.11 İnancınızı en iyi bilen ALLAH'tır. Birbirinize eşitsiniz. Sahiplerinin izniyle ve uygun şekilde mehirlerini ödeyerek onlarla nikahlanın. İffetli yaşasınlar, zina etmesinler ve gizli dostlar edinmesinler. Evlilik yoluyla özgürlüklerine kavuştuktan sonra zina yaparlarsa, kendilerine özgür kadınlara verilen cezanın yarısı uygulanmalı.12 Bu, günaha girmekten korkanlarınız içindir. Sabrederseniz sizin için daha iyi. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

Dipnot 11-12 (4:25)
O günün mevcut bir realitesi olan kölelik kurumu Kuran tarafından kaldırılır (4:92; 5:89; 8:67; 24:32-33; 58:3; 90:13). Nitekim bu ayet eşitliği vurguluyor. Bak 60:10.

Tanrı, özgürlüğüne kavuşmuş olmalarına rağmen geçmişlerini hesaba katarak eski kölelere daha hafif bir ceza öngörüyor. Bu yasa, aynı zamanda, zina suçunu işleyen özgür kadınların cezasının taşla öldürme olamayacağını kanıtlıyor. Zira "ölüm cezasının yarısı" diye bir şey olamaz. Bak 24:2

5:5 Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kitap halkının yiyeceği size helaldir. Sizin de yiyecekleriniz onlara helaldir. Mehirlerini ödemeniz, zina etmeyip namuslu davranmanız ve gizli dost tutmamanız koşuluyla, inananlardan iffetli kadınlarla ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlarla evlenmeniz size helaldir. Kim inanmayı kabul etmezse tüm yaptıkları boşa çıkmıştır ve o, ahirette de kaybedenlerdendir.

ZİNANIN CEZASI
4:16 Sizden zina işleyen çifti cezalandırın.7 Tevbe edip düzelirlerse onlardan vazgeçin. ALLAH yönelişleri kabul edendir, Rahim'dir.

Zinayı işleyenler ister evli ister bekar olsun, ister zengin ister fakir olsun, ister erkek ister kadın olsun, dört tanıkla suçları kanıtlanan özgür kişilerin cezası toplum önünde sembolik yüz değnek cezasıdır (24:4). Bu, kelime sıkıntısı çekmeyen (31:27), en iyi yasa koyucu (5:50), unutkan olmayan (19:64) ve Kuran'ı detaylandıran (11:1) Allah'ın yasasıdır. Kuran'dan başka hüküm kaynağı arayan, peygambere karşı gelmiş olur (6:114).Kur’an’da RECM cezası;taşlayarak öldürmek (yani evli kadınların zina etmesi halinde uygulanan ceza) yoktur. Böyle bir ayetin olduğu ve bunu bir keçinin yediği gibi hezeyanlar Kur’ana iftiradır.

…Evlilik yoluyla özgürlüklerine kavuştuktan sonra zina yaparlarsa, kendilerine özgür kadınlara verilen cezanın yarısı uygulanmalı.(4:25) ayetiyle bunu öldürme cezasının olmadığını açıkça beyan ediyor. Tanrı, özgürlüğüne kavuşmuş olmalarına rağmen geçmişlerini hesaba katarak eski kölelere daha hafif bir ceza öngörüyor. Bu yasa, aynı zamanda, zina suçunu işleyen özgür kadınların cezasının taşla öldürme olamayacağını kanıtlıyor. Zira "ölüm cezasının yarısı" diye bir şey olamaz. Bak 24:2 Bu insan zaafı fiili işleyenlere Kur’an oldukça affedici ve sembolik ceza ön görürken kalkıp da insanları ulu orta yerde vahşice katletmek pek insani bir davranış değildir. İslami hiç değildir. Biraz bu işin çirkinliğini sembolize ederken birazda sembolik cezalarla bu işten kaçınmamızı öğütlüyor. İşin ciddiyetini anlatıyor. Çok fazla zaafa açık bu işi olduğunca engellemek. Bu işi bu kadar ciddiye almamak bu işin neticesinin vahametini ne kadar kötü olacağını anlatmak. Burada uygulanacak ceza bu işte aşırı gitmek ve süreklilik olması halinde ceza öngörülüyor. Toplum önünde bu fiili işleyen herkese bu ceza uygulanacak diye bir şey yok. Bu cezayı hak eden belki birkaç kişiye uygulanarak gözdağı verilmesidir. Bu da yine bu fiilin kötülüğünü anlatmak içindir. Tövbe etmek cezayı kaldırır. Tövbe etmeyenler ise cezayı hak edenlerdir.

24:2 Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz celde vurunuz. ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onlara olan acıma duygunuz ALLAH'ın yasasını uygulamakta size engel olmamalı. İnananlardan bir grup onların cezalandırılma işlemine tanık olsun.1

Dipnot 1-7 (24:2)
Utandırma, yani kamu oyunun cezalandırmaya tanık olması, islamın cezalandırma sisteminin bir parçasıdır. Celde, herhangi bir değnek değil, sadece deriyi acıtan bir nesnedir. Zinanın cezası toplum huzurunda kınamaya yönelik sembolik bir cezadır. Zina eden evliler için taşla öldürme cezasını uyduranlar, bu ayetin açık olmadığını iddia etmişlerdir. İlk iki ayet,bu tip sapıkların iddialarına cevap oluşturur.

Sosyo-psikolojik bir cezanın, yani utandırmanın, istenen etkinliği gösterebilmesi için, bazı koşullar bulunmalı: (1) suçlu belli bir grubun üyesi olmalı; (2) grup, verilen cezayı onaylamalı; (3) utandırma cezası gruba iletilmeli ve grup, suçluyu fiziksel, duygusal ve ekonomik açıdan bir süre ihmal etmeli; (4) utandırılan kişi grubun kendisiyle ilgiyi kesmesinden korkmalı; ve (5) utandırılan kişi grubun güvenini tekrar kazanmanın yollarına sahip olmalı.


24:3 Zina eden bir erkek, eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir kadınla evlenir; zina eden bir kadın da eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir erkekle evlenir. Bu, inananlar için yasaktır.

25:68 Onlar, ALLAH ile birlikte başka tanrılar çağırmazlar; ALLAH'ın yasakladığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Bunları işleyen, günahların faturasını öder.

60:12 Ey peygamber, inanan kadınlar sana sığındıklarında, ALLAH'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, bir iftira uydurup getirmemek ve doğru işlerde sana karşı gelmemek üzere yemin edip söz verirlerse onların sözünü kabul et ve onlar için ALLAH'tan bağışlanma dile. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

23:5 Ve cinsel ilişkilerden sakınırlar;
23:6 Ancak eşleri veya yeminlerinin/anlaşmalarının hak sahibi oldukları hariç.1 Onlar kınanmazlar.

66:12 Ve İmran kızı Meryem de... O, iffetini korudu,…

Dipnot:1 Savaşta esir düşmüş; ancak kendi arzularıyla müslüman olduktan sonra müslümanlarla evlenen kadınlar, veya daha önce köle olan ve evlenme yoluyla salınan kadınlar kastediliyor. Müslümanlar köle satın almaktan ve köle sahibi olmaktan yasaklanmalarına rağmen, kölecilik ve savaşlar o günün felaketli realiteleriydiler. Kuran ayetleri inmeden önce cehalet döneminde kurulmuş olan yasak ilişkiler hoş görüldü. Zira onları bozmak aileleri dağıtacak ve çocuklara zarar verecekti (4:22-23). Ayrıca bak 4:25; 90:1-20.

 BOŞAMA

65:1 Ey peygamber, kadınları boşadığınız zaman boşama sürelerini gözetin ve bu süreyi iyice hesaplayın.1 Rabbiniz olan ALLAH'ı dinleyin. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar (kötü davranarak onları buna zorlamayın). Ancak kanıtlanmış bir zina işlemeleri bunun dışındadır. ALLAH'ın yasası budur. Kim ALLAH'ın yasasını çiğnerse kendisine zulmetmiş olur. Bilmezsin, belki ALLAH bundan sonra (olumlu) bir iş ortaya çıkarır.

Dipnot 1 (65:1)
Boşanan kadın tekrar evlenebilmek için üç aybaşı hali beklemelidir (2:228).

SON SÖZ
Kur’an ne insana zarar veren zinaya hoş bakar ne de insanların zaafı olan bu konuda insanları zora sokar. Dengeli ve fıtrata uygun davranmayı ve yaşamayı önerir. Katı ve despot değildir. Yumuşak ve affedicidir. Yaptığı kötü davranıştan tövbe edip vazgeçenleri bağışlar ve affetmeyi önerir. İnsanların kendisinden daha fazla Allahlık taslamasını istemez. Kin ve nefretle yargılamayı ve iftirayı yasaklar. İnsanların empati yapması başkasını anlamada iyi bir yöntemdir. Sağduyulu ve dengeli olmak gerekir. Bu fiilin işlenmesi sonucunda; bir anlık zevk için fıtrat gereği pişmanlık duymayan ve ruhi bir tiksinti duymayan yoktur sanırım. Üreme organı tabir edilen bu organların asıl amacıda üreme olsa gerektir. Zevkli bir iş olmasa insanlar bu işe kolay kolay yanaşmazlardı.

Burada kuran ve bilimsel olarak zinadan bahsedilmiştir. Zinanın yaptığı tahrifat ayrı bir makale konusudur. Bu konuda şuraya bakınız.

Hiç yorum yok: